practice

İflas Erteleme

İFLAS ERTELEME
İflasın ertelenmesi, ticaret mahkemesine, borca batık durumda olan bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında iflas kararı vermekten belli koşullarla sarfınazar etme imkanı sunan ve iflasın önlenmesine hizmet eden bir kurumdur . (1)
“ İflasın ertelenmesi geçici bir mali darboğaza düşen şirketlerin hayatiyetini koruması, istihdam ve milli ekonomiye katkı sağlaması için öngörülen geçici bir hukuki himaye yoludur. İflasın ertelenmesi bir şans kurumu olmayıp, alacaklıların durumunu zorlaştırmak ve bir şirket tasfiyesi yolu olarak kabul edilemez. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK'nın 179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (6102 sayılı TTK'nın 377, İİK'nın 179 vd.). Mahkeme, İİK'nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tesbit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek, borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise, tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmesi ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir.
Diğer yandan, somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlar olduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tespiti cihetine gidilmelidir. Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tesbiti gerekir. Bu tesbitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer deliller toplanmalı, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tesbitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer verilerin toplanmasından sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için, borca batıklık olgusunun öncelikle gerçekleşmiş olması gerekmektedir.”( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 2014/10146 E, 2015/6851 K)
ŞARTLARI
1- Talep Koşulu: Anonim şirketlerde yönetim kurulunun ( yönetim kurulunun en az oy çokluğuyla iflas erteleme istemi kararı alması gerekir.), limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun, kooperatiflerde yönetim kurulunun veya alacaklılardan en az birinin talebi gerekir.

2- Erteleme Talebinin Zamanı: İflas erteleme, borca batıklık bildirimi ve iflas talebi ile birlikte yapılabilir. Erteleme talebi iflas davası sırasında iflas kararı verilinceye kadar da istenebilir.


3- Borca Batıklığın Beyanı ve İflas Talebi Koşulu: İİK 179 gereği iflasın ertelenmesinin talep edilmesi için, sermaye şirketinin veya kooperatifin borca batık olduğunun beyan edilmesi ve iflas talebinde bulunulması zorunludur.
“İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK.m.179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.

Davacı grup şirketlerinin dava dışı firmalarla aralarında bulunan ticari ilişki kapsamında, davacılardan birinin diğerine kefil olduğu, bu kefaletler nedeniyle davacıların borca batık hale geldikleri bilirkişi raporu ile sabittir.
Davacı M...Ltd. Şti. grup şirketi olan diğer davacı İzol Ltd. Şti.'nin bir kısım borçlarına kefil olmuş, İzol Ltd. Şti. ise diğer davacı şirkete kefil olmuştur. Bu bedeller asıl borçlu şirketlerin pasiflerinde yer almış olmasına rağmen ikinci kez kefalet nedeniyle diğer grup şirketin de pasifine dahil edilip bu şekilde her iki şirketin borca batık hale gelmesi TTK'nın 376, 377 maddelerinde belirlenen usule uygun değildir. Kefil olunan borçlar pasiften çıkarıldığı zaman her iki şirketin de borca batık olmadığı anlaşılmaktadır. İflas ertelemeye karar vermek için bilançonun borca batık olması şart olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/7858 E, 2015/6803 K)

4- Mali Durumun İyileştirilmesinin Mümkün Gözükmesi: Şirketin veya kooperatifin erteleme ile mali durumunu düzeltme umudu olmalı, alacaklılar iflasa gitmeden iflastan daha iyi bir sonuçla karşılaşmaları söz konusu olmalıdır.

• Mahkemeye İyileştirme Projesi Sunulması: Erteleme talebini inceleyen mahkeme iyileşme umudu olup olmadığını incelerken bilirkişi marifetiyle sunulan projenin ciddi ve inandırıcı yapı içinde olmasını arar. İyileştirme projesi, iflas erteleme talep eden şirket veya kooperatifin borca batıklık halinden hangi yöntemlerle aşacağını gösteren bir yol haritasıdır. Alınacak tedbirlerin ve beklenen sonuçların açık ve objektif şekilde projede belirtilmesi gerekir.
“Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi ve kayyım raporu ile dosya kapsamına göre; davacı özvarlığının 822.577,82 TL tutarında olup, borca batık durumda olduğu, davacı şirketin sunmuş olduğu iyileştirme projesinin somut, inandırıcı, samimi ve uygulanabilir olmadığı, zira dava tarihi olan 04.01.2013 tarihinden itibaren geçen süre göz önüne alındığında şirketin 30.09.2013 dönemi itibariyle 27.994,32 TL zarar ettiği, dosyaya sunulan iyileştirme projesine göre belirlenen kârlılığa ulaşılamadığı, mevcut iyileştirme projesinin daha ciddi ve inandırıcı boyutta revize edilmesi gerektiği, zira zarar etmeye devam eden şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı kabul edilemeyeceği, kayyım raporunda da belirtildiği şekilde şirket yetkilileri tarafından şirkete ait yasal defter ve belgeler kayyım tarafından talep edildiği halde kendisine ulaştırılmadığı gibi telefonlarına da çıkmadıkları, kayyım tarafından şirkete ait yasal defterlerin 2013 yılına ait en son tarihli bilanço, gelir tablosu ve ayrıntılı mizanın ibraz edilmesi hususunda şirket adresine çıkarılan iadeli taahhütlü yazının davacı şirketin iş yerinin kapandığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, dolayısıyla Davacı şirketin faaliyetine devam etmediği, iflas erteleme hususunda iyiniyetli olmadığı gibi mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunmadığı gerekçesiyle İİK'nın 179/b maddesi gereğince davacı şirketin iflasın ertelenmesine yönelik talebinin reddine, davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/7226 E , 2015/6439 K)

5- Masrafların Peşin Ödenmesi Koşulu: Erteleme talebi mahkemeye ulaştığı anda muhtemel erteleme yargılama masraflarının peşin olarak mahkeme veznesine yatırılması gerekir.
“Mahkemece, 25.01.2013 tarihli oturumda 8 numaralı ara kararı ile "...kayyımların ilk 6 ay maaş toplamı olan 6.000 TL ve bilirkişi ücreti toplamı olan 3.000,00 TL ile dosyanın İstanbul'a gidiş dönüş masrafı olan 100,00 TL 'nin ( genel toplam 9.100,00 TL) iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafından yatırılmasına, davacı tarafından verilen iki haftalık kesin süre içinde 9.100,00 TL yatırılmadığı takdirde HMK'nın 324/1-2. maddesi gereği bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına ve kayyım atanmasının davanın niteliği gereği şart olduğundan dolayı davacı vekili tarafından kayyım ücreti yatırılmadığı takdirde tedbirlerin kaldırılacağının ve dosyanın hali hazır durumuna göre karar verileceğinin veya davanın reddedileceğinin ihtarına, (ihtar edildi) " şeklinde hüküm oluşturulmuş, davacı vekilinin ara karara uymadığı, verilen kesin süre içerisinde 9.100,00 TL'nin yatırılmadığı, davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, iflasın kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle, İİK'nın 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesini isteyen, bu kararın ilânı, gerekli yerlere bildirilmesi, atanacak kayyım için belirlenecek ücreti ve alınacak erteleme tedbirlerinin uygulanması için gerekli masrafları avans olarak mahkeme veznesine peşin yatırmalıdır. İflas avansı, HMK'nın 120. maddesinde düzenlenen ve dava şartı olan gider avansı olmayıp, tamamlatılabilir. Kesin süreye uyulmaması halinde, HMK'nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılarak gerekli masrafların karşılanması gerekir. Dairezimin yerleşik uygulaması bu yöndedir. Mahkemece, anılan madde uyarınca, gerekli masrafların bu şekilde karşılanması ve uyuşmazlığının esasının incelenmesi, yukarıda açıklanan eksikliklerin giderilmesi ve belirtilen araştırma ve değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” (23. Hukuk Dairesi 2014/3784 E, 2014/3888 K)
6- Fevkalade Mühletten Yararlanmamış Olma: Fevkalade Mühlet, olağanüstü durumlarda, özellikle ekonomik buhranlarda, Bakanlar Kurulunun kararı ile icra tetkik mercii tarafından isteyen borçluya, borcunu ödeyebilmesi için, altı ayı geçmemek üzere süre vermesidir. Fevkalade mühletten yararlanan şirket veya kooperatif iflas erteleme talebinde bulunamaz.
İflasın Ertelenmesinde Usul
Görev Yetki: İflas erteleme davalarında, sermaye şirketinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir.
İflas erteleme davası hasımsız olarak açılır. Mahkeme iflas erteleme talebinde bulunulduğunun ilan edilmesine hükmeder. İflas erteleme talebinde bulunulduğundan haberdar olan alacaklılar yargılamanın sonuna kadar Mahkemeye sunacakları bir dilekçe ile harcını yatırarak müdahil olabilirler.
Erteleme davalarında alacaklıların hukuki durumlarında bir değişiklik olmaz. Alacakların muacceliyeti ve faiz işlemesi devam eder.
İflas erteleme davasının görülmesi sırasında alacaklıların takipler başlatarak, şirketin malvarlığına haciz koymalarına engel olmak için karar tarihine kadar geçerli olmak üzere iflas erteleme ihtiyati tedbir kararı alınır.
Erteleme Kararının İçeriği
Erteleme süresi azami 1 yıldır. Bu süre kayyum raporları dikkate alınarak 1 yıl daha uzatılabilir. Erteleme süreleri toplamı 4 yılı geçemez. Kayyum mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflası ertelenin faaliyetleri ve işletmenin durumu konusunda düzenli olarak rapor verir.
İlk alınan iflas erteleme kararından sonra uzatma sürelerinden yararlanmak için iflas ertelemenin uzatılmasının süresi içinde talep edilmesi gerekir.
Erteleme Tedbirleri:
• Şirkete kayyum atanması, şirketin yönetim organı yetkilerinin kayyuma devri veya kayyum onayına bağlı sürdürülmesine karar verilmesi,
• Envanter tanzimi ( şirket mallarının defterinin tutulması),
• İflas erteleme kararının ilanı,
• Mahkemenin gerekli gördüğü diğer tedbirler.
Erteleme Kararının Etkileri:
• Erteleme kararı üzerine, borçlu aleyhine yeni takip başlatılamaz, başlayan takipler durur. Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir, ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
• 206. Maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar (Birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar: a) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, b) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları, c) İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları için haciz yoluyla takip yapılabilir.) için haciz yoluyla takip yapılabilir.
• Erteleme boyunca zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.
• Erteleme kararının alınmasından sonra başlatılan takipler durur.
İflas Erteleme Davasının Sonucu:
Mahkeme, iyileştirme projesini ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verir. Bu sürede şirket normal işleyişine devam eder. 1 yıllık sürenin sonunda şirketin erteleme süresinin uzatılmasına ihtiyacı var ise iflas ertelemenin uzatılması davası açılır.
Mahkeme, iyileştirme projesini inandırıcı bulmaz, kayyumlar şirketin, iyiye gitmeyeceği yönünde raporlar verir ise mahkeme şirketin iflasına karar verir. İflas kararı da iflas erteleme kararı da temyize tabi kararlardır.
Uzatma sürelerinin sonunda şirket mali durumunu düzeltmiş ve borca batıklıktan çıkmış ise mahkeme erteleme kararını kaldırır ve şirket faaliyetlerine devam eder. Şirket iflas erteleme süresi dolmasına rağmen borca batıklıktan kurtulamamışsa mahkeme şirketin iflasına karar verir.
İflas erteleme kararının verilmesi halinde, işçi alacakları yönünden işverene sağlanan bir takım avantajlar da mevcuttur.
(1) Şakir Balcı, İflasın Ertelenmesi Usul ve Esaslar s. 236; Oğuz Atalay, 75. Yaş Günü Baki Kuru Armağanı, İflasın Ertelenmesi s. 50



Av. Büşra ÜNVER

  • Paylaş: